to estrange; to alienate

listen to the pronunciation of to estrange; to alienate
English - Turkish

Definition of to estrange; to alienate in English Turkish dictionary

alien
{i} yabancı

Dünyalılar yabancı gözetim altına girdi ve büyük bir savaşı engelledi. - Earthlings became under alien surveillance that prevented a major war.

Dünya yabancı işgalciler tarafından saldırı altında. - The Earth is under attack by alien invaders.

alien
zıt
alien
değişik
alien
ters
alien
yabancı uyruklu kimse
alien
(isim) yabancı, yabancı uyruklu kimse, ecnebi; yaratık; haklardan mahrum bırakılan kimse; yabancı kelime, aktarma [dilb.]
alien
vatandaş olmayan
alien
{i} ecnebi
alien
{s} farklı
alien
alienable satılabilir
alien
{s} uzaylı

Filmlerde gördüklerimize benzer uzaylıların şu ana kadar gezegenimizi ziyaret etmiş olmalarının olası olmadığını düşünüyorum. - I think it's unlikely that aliens similar to what we see in the movies have ever visited our planet.

Uzaylı numarası yapalım. - Let's pretend we are aliens.

alien
başka Irktan olan kimse
alien
{s} uymayan
alien
{i} yaratık
alien
ferağı kab
alien
(Askeri) YABANCI, ECNEBİ: Amerikalı olmayan veya Amerikan uyruklu olmayan şahıs
alien
{s} yabancı uyruklu
English - English
alien
stranger
to estrange; to alienate
Favorites