to establish a settled lifestyle, and especially to marry

listen to the pronunciation of to establish a settled lifestyle, and especially to marry
English - Turkish

Definition of to establish a settled lifestyle, and especially to marry in English Turkish dictionary

settle down
{f} yuva kurmak

Sami yuva kurmak istiyordu. - Sami wanted to settle down.

settle down
sakin olmak
settle down
sakinleşmek
settle down
yerleştirmek
settle down
çöreklenmek
settle down
yola gelmek
settle down
yerleşmek

O yerleşmek istediğini söylüyor. - He says that he wants to settle down.

O, Arkhangelsk'te onunla yerleşmek istiyordu. - She wanted to settle down with him in Arkhangelsk.

settle down
yerleş

Bu eve geçen ay taşındık. Yakında yerleşeceğiz. - We moved into this house last month. We will settle down soon.

Tom yerleşmek ve bir aile kurmak için hazır. - Tom is ready to settle down and start a family.

settle down
yatırmak
settle down
oturtmak
settle down
{f} demir atmak
settle down
rahat bir şekilde oturmak
settle down
(deyim) rahatça oturmak. settle down to sth. kendini bir şeye vermek,zihnini bir noktaya toplamak
settle down
(fiil) demir atmak, yerleşmek, kurulmak, yuva kurmak, uslanmak, durulmak
settle down
(deyim) evlenip durulmak
settle down
to kendini (bir işe) vermek, (bir işi) cidden yapmaya başlamak. 5
settle down
(Fiili Deyim ) 1- yerleşmek , oturmak , kurulmak 2- bir yerde yerleşmek
settle down
{f} uslanmak
settle down
{f} durulmak
English - English
settle down
to establish a settled lifestyle, and especially to marry
Favorites