English - Turkish
Definition of to engage in the trade of in English Turkish dictionary
- merchandise
- {i} mal
Biz gerçek dünyanın malların bir dünyası olduğunu görüyoruz.
-We see that the real world is becoming a world of merchandise.
İnsanlar malların belirli bir öğesini ne kadar çok alırsa, onun fiyatı o kadar yüksek olur.
-The more people buy a given item of merchandise, the higher its price.
- merchandise
- {f} alışveriş etmek
- merchandise
- {i} satılık eşya
- merchandise
- (Ticaret) ticari mallar
- merchandise
- satın almak
- merchandise
- (Ticaret) mal alım satımı
- merchandise
- ticaret eşyası
- merchandise
- alıp satmak
- merchandise
- -in ticaretini yapmak
- merchandise
- (Ticaret) ticari mal
- merchandise
- mamul
- merchandise
- {f} satın al
- merchandise
- {i} ticari eşya, emtia, mal
- merchandise
- satış eşyası
- merchandise
- ticari eşya
Ticari eşyayı elleme.
-Don't handle the merchandise.
- merchandise
- pazarla
- merchandise
- {f} ticaret yapmak
- merchandise
- ticaret eşyası,v.satın al: n.mal
Related Terms
English - English
Definition of to engage in the trade of in English English dictionary
- trade
- merchandise
to engage in the trade of
Hyphenation
to en·gage in the trade ofTurkish pronunciation
tı engeyc în dhi treyd ıvPronunciation
/tə enˈgāʤ ən ᴛʜē ˈtrād əv/ /tə ɛnˈɡeɪʤ ɪn ðiː ˈtreɪd əv/
Resimler
Favorites