to employ, frequent, treat, behave

listen to the pronunciation of to employ, frequent, treat, behave
English - Turkish

Definition of to employ, frequent, treat, behave in English Turkish dictionary

use
{i} faydalanma

Atom enerjisinden faydalanmalıyız. - We should make use of atomic energy.

Şirketimiz internetten faydalanmaktadır. - Our company makes use of the Internet.

use
{i} fayda

Bu kitap sana epey faydalı olabilir. - This book may well be useful to you.

Onun yardımını istemenin faydası yok. - It is no use asking for her help.

use
{i} menfaat
use
(Kanun) istimal
use
kulanım hakkı
use
-ardı
use
kullanım

Bu kelime şu an kullanımda değil. - This word is not in current use.

Eğlence uyuşturucu kullanımı birçok şehir efsanelerine ilham veriyor. - Recreational drug use inspires many urban legends.

use
kullanma yetisi
use
(to ile) (eskiden) -erdi
use
yararlanma hakkı
use
kullanma

Sıcak suyun tümünü kullanma. - Don't use all the hot water.

Bayanlar ve baylar, lütfen insanları küresel ısınmaya katkıda bulunmayı bırakmaları ve doğa dostu ekipmanlar kullanmaları için uyarın. - Ladies and gentlemen, please notify the people to stop contributing to global warming and use nature-friendly equipment.

use
kullanmak

O sadece Çizmeli Kedi görüntüsünü kullanmak zorunda kaldı. Ben onun sadık uşağıydım. - She just had to use her Puss-In-Boots look and I was her devoted servant.

Gitmeden önce tuvaleti kullanmak istemediğinden emin misin? - Are you sure you don't want to use the toilet before you go?

use
tüketmek
use
{f} davranmak
use
{f} muamele etmek
use
{f} kullanmak: He used the money to buy a new car. Parayı yeni bir otomobil almak için kullandı
use
{f} faydalanmak

Şirketimiz internetten faydalanmaktadır. - Our company makes use of the Internet.

use
{i} kullnım hakkı
English - English
{v} use
to employ, frequent, treat, behave
Favorites