to employ, practice, use, labor, train

listen to the pronunciation of to employ, practice, use, labor, train
English - Turkish

Definition of to employ, practice, use, labor, train in English Turkish dictionary

exercise
{f} egzersiz yapmak

Egzersiz yapmak ister misin? - Do you like to exercise?

Ilımlı egzersiz yapmak sizi sağlıklı tutacaktır. - Taking moderate exercise will keep you healthy.

exercise
{i} egzersiz

O, egzersizin önemi üzerine vurgu yaptı. - He put emphasis on the importance of the exercise.

Egzersiz, bir köpek için hayatidir. - Exercise is vital for a dog.

exercise
{i} alıştırma

Alıştırma neden önemli? - Why is exercise important?

Bizim alıştırmaları öğretmen düzeltir. - The teacher corrects our exercises.

exercise
(Ticaret) işleme koyma
exercise
(Askeri) eğitim
exercise
egzersiz yaptırmak

Köpeğinize egzersiz yaptırmak için en sevdiğiniz şey nedir? - What's your favorite way to exercise your dog?

İlginç bir kişi olmak için aklınızı beslemek ve egzersiz yaptırmak zorundasınız. - To be an interesting person you have to feed and exercise your mind.

exercise
antrenman
exercise
{i} yerine getirme
exercise
{f} uygulamak
exercise
{i} çalışma

O, laboratuar çalışmalarının sınavı öncesinde teslim edilmesini şart koşuyor. - He requires that the laboratory exercises be handed in before the final exam.

exercise
{i} uygulama
exercise
beden terbiyesi
exercise
(Tıp) Hareket yeteneği azalan veya kaybolan bir organ (kol, bacak, el vs)'a eski hareketini kazandırmak amacıyla yaptırılan belirli hareketler, alıştırma, egzersiz
exercise
{f} hareket ettirmek
exercise
{i} talim
exercise
tecrübe
exercise
(Askeri) TIBBİ EGZERSİZ, EGZERSİZ: Tıbbi tedavinin bir kolu. Bu tıbbi tedavi "active exercise", "asistive exercise", "conditioning exercise", "heavy resistant exercise", "passive exercise", "progressive exercise", "remedial exercise", "resistive exercise" ve "tolerance exercise" nevilerine ayrılır. Bu terimlere bak
exercise
{i} yapma

Koşmadan önce gevşemek için birkaç egzersiz yapmayı severim. - I like to do a few exercises to loosen up before I run.

O ona egzersiz yapmasını tavsiye etti. - She advised him to exercise.

English - English
{v} exercise
to employ, practice, use, labor, train
Favorites