English - Turkish
Definition of to eat the principal regular meal of the day; to take dinner in English Turkish dictionary
- dine
- yemek ye
Tanaka ailesi onlarla yemek yemem için beni davet etti.
-The Tanakas invited me to dine with them.
Tom ebeveynleriyle birlikte yemek yedi.
-Tom dined with his parents.
- dine
- yemek vermek
- dine
- akşam yemeği yemek
İyi bir şarap menüleri olsa bile, burada akşam yemeği yemek istemeyeceğim.
-Even if they have a good wine menu, I will not want to dine here.
- dine
- {f} akşam yemeği vermek
- dine
- dining car vagon restoran
- dine
- ziyafet vermek
- dine
- {f} yemeğe davet etmek, yemek vermek
- dine
- dining hall yemek salonu
- dine
- günün esas yemeğini yemek veya yedirmek
- dine
- {f} akşam yemeğini yemek
- dine
- {f} günün esas yemeğini yemek
- dine
- {f} ağırlamak
- dine
- dining ro
- dine
- dine out dışarıda yemek yemek
- dine
- wine and dine bir kimseye içkili ziyafet vermek
Related Terms
English - English
Definition of to eat the principal regular meal of the day; to take dinner in English English dictionary
- dine
to eat the principal regular meal of the day; to take dinner
Hyphenation
to eat the prin·ci·pal re·gu·lar meal of the day; to take din·nerPronunciation
Resimler
Favorites