to ease, lessen, allay; used of evils

listen to the pronunciation of to ease, lessen, allay; used of evils
English - Turkish

Definition of to ease, lessen, allay; used of evils in English Turkish dictionary

alleviate
{f} bastırmak
alleviate
{f} yatıştırmak
alleviate
{f} hafifletmek

Sami ağrıyı hafifletmek için ilaç aldı. - Sami took medication to alleviate pain.

alleviate
hafiflemek
alleviate
hafifle

Sami ağrıyı hafifletmek için ilaç aldı. - Sami took medication to alleviate pain.

Sami'nin akıl hastalığı onun cezasını hafifletmedi. Art arda iki ömür boyu hapis cezası aldı. - Sami's mental illness didn't alleviate his punishment. He got two consecutive life sentences.

alleviate
{f} dindirmek
alleviate
(Biyoloji) yatıştır
alleviate
içine su serpmek
alleviate
azaltma
alleviate
yatıştırma
alleviate
hafifleme
alleviate
hafifletme

Sami'nin akıl hastalığı onun cezasını hafifletmedi. Art arda iki ömür boyu hapis cezası aldı. - Sami's mental illness didn't alleviate his punishment. He got two consecutive life sentences.

Sami ağrıyı hafifletmek için ilaç aldı. - Sami took medication to alleviate pain.

alleviate
yatışma
alleviate
azalma
alleviate
{f} azaltmak
alleviate
{f} teskin etmek
alleviate
{f} azaltmak; hafifletmek; kısmen gidermek
English - English
{v} alleviate