Birbirinizi tanıyor musunuz?
- Do you know each other?
Karşılıklı çıkarlar bulursanız, birbirinizle anlaşırsınız.
- Find mutual interests, and you will get along with each other.
Tom ve Mary birbirine çok yakın.
- Tom and Mary are very close to each other.
İki köy birbirine bitişiktir.
- The two villages adjoin each other.
Onlar birbirlerini aptal göstermeye çalıştılar.
- They tried to make each other look foolish.
İki erkek çocuk birbirlerini suçlamaya başladı.
- The two boys began to blame each other.
Küçük kız kardeşim ve ben çok fazla kovalamaca oynardık. Birbirimizi kovalardık ve kovalayan kişi kovalanana dokunmaya çalışır ve ona Sen ebesin! diye seslenirdi.
- My little sister and I used to play tag a lot. We would chase each other, and the one chasing would try to tag the one being chased and yell: You're it!
Japonya ve Çin, pek çok yönden birbirinden farklıdır.
- Japan and China differ from each other in many ways.
Birbirimizi anlamaya çalışarak yakınlaşırız fakat sadece birbirimizi incitiriz ve ağlarız.
- We get closer, trying to understand each other, but just hurt each other and cry.
Biz ayrıldık, birbirimizi asla tekrar görmeyeceğiz.
- We parted, never to see each other again.
Maria and Robert loved each other.
... because of all these opportunities for things to interact with each other. ...
... see oscillating electric fields, magnetic fields, turning into each other creating a ...