to dwell; to tarry; to linger

listen to the pronunciation of to dwell; to tarry; to linger
English - Turkish

Definition of to dwell; to tarry; to linger in English Turkish dictionary

stay
kalmak

Ben bütün gün yatakta kalmak zorunda kaldım. - I had to stay in bed all day.

Amcam şu anda Hong Kong'da kalmaktadır. - My uncle is staying in Hong Kong at present.

stay
{i} engel
stay
{i} balina: collar stay yaka balinası. corset stay
stay
{f} ikamet etmek
stay
(Tekstil) sağlamlaştırma parçası
stay
açlığı bastırmak
stay
yavaşlatmak
stay
dayamak
stay
geçiştirmek
stay
bastırmak
stay
erteleme
stay
ertelemek
stay
{f} sabitlemek
stay
sürdürüp tamamlamak
stay
{f} oyalanmak
stay
(fiil) kalmak, durmak, ikamet etmek, beklemek, oyalanmak, dayanmak, durdurmak, alıkoymak, bırakmamak, önlemek, ertelemek, sabitlemek, germek
stay
{f} önlemek
stay
in stays tiramola
stay
{f} germek
English - English
stay
to dwell; to tarry; to linger
Favorites