to drive close; to press firmly together: to wedge into a place

listen to the pronunciation of to drive close; to press firmly together: to wedge into a place
English - Turkish

Definition of to drive close; to press firmly together: to wedge into a place in English Turkish dictionary

impact
{i} etki

Tom Batılı yaşam tarzı ile ilgili çevresel etkileri anlamıyor. - Tom doesn't understand the environmental impacts associated with a Western lifestyle.

Brezilya'daki Belo Monte barajı çevre ve yerli halk üzerindeki etkisinden dolayı tartışmalı bir projedir. - The Belo Monte dam in Brazil is a controversial project because of its impact on the environment and native people.

impact
vuru
impact
(Tıp) impakt
impact
güçlü etki
impact
etkileme
impact
etki/darbe
impact
çarpma şiddeti
impact
{i} şok
impact
(Tıp) Sıkıştırmak, hareketine main olacak şekilde bastırmak
impact
{i} çarpma
impact
(Askeri) VURUŞ, VURMA: Bir mermi veya bombanın hedefe veya yere çarpması
impact
(Tıp) Ani çarpışma, hızla vuruşma
impact
{f} sıkıştırmak, pekiştirmek
impact
{f} pekiştirmek
impact
etki, vuruş
impact
impact crater gök taşının çarpmasıyle açılan krater
impact
{i} çarpışma
impact
{i} darbe

Darbe için kendinizi güçlendirin. - Brace yourselves for impact.

English - English
impact
to drive close; to press firmly together: to wedge into a place
Favorites