to dress or throw on loosely, to join

listen to the pronunciation of to dress or throw on loosely, to join
English - Turkish

Definition of to dress or throw on loosely, to join in English Turkish dictionary

scarf
eşarp

Bir eşarp takan o kız bakire. - That girl who's wearing a scarf is a virgin.

Mary'nin boynunda siyah bir eşarp vardı. - Mary had a black scarf around her neck.

scarf
atkı/eşarp
scarf
eşarp örtmek
scarf
{i} şal

Sally şalı ödünç aldığını kabul etti, ama suçlu olmadığını söyledi. - Sally admitted that she borrowed the scarf but said she was not guilty.

Dan için bir kravat aldım, Elena için bir şal alacağım. - I bought a tie for Dan and I'll buy a scarf for Elena.

scarf
omuz atkısı koymak
scarf
çentik
scarf
kaşkol

Mary Tom'a bir kaşkol örüyor. - Mary is knitting Tom a scarf.

scarf
{i} geçme yeri
scarf
geçme ile tutturmak
scarf
{i} ek yeri
scarf
oyuk yer
scarf
geçirmek
scarf
{i} eşarp; boyun atkısı, kaşkol
scarf
enli boyunbağı
scarf
enli ve uzun omuz atkısı
scarf
geçme ek yeri
scarf
{i} boyunbağı
scarf
(Tekstil) atkı, eşarp, kaşkol
English - English
{v} scarf