to dress, as a stone, with a broad chisel

listen to the pronunciation of to dress, as a stone, with a broad chisel
English - Turkish

Definition of to dress, as a stone, with a broad chisel in English Turkish dictionary

boast
{f} övünmek
boast
{f} böbürlenmek
boast
{i} övünme

Başarılarına rağmen, o çok mütevazidir ve onlar hakkında övünmez. - Despite his achievements, he is very humble and doesn't boast about them.

Aşk sabırlıdır, aşk şefkatlidir. Kıskanmaz, övünmez, kibirli değildir. - Love is patient, love is kind. It does not envy, it does not boast, it is not proud.

boast
sahip ol/böbürlen
boast
kabarmak
boast
atıp tutmak
boast
yontmak
boast
göğsü kabarmak
boast
şişinmek
boast
övünç kaynağı
boast
{f} övün

O, birincilik ödülünü kazanmakla övündü. - She boasted of having won the first prize.

O, iyi yüzebilmesiyle övünür. - He boasts that he can swim well.

boast
-e sahip olacak kadar şanslı olmak
boast
{f} büyük konuşmak
boast
kendini beğenme
boast
boasterövünen kimse
boast
kurulma
boast
(fiil) övünmek, övünç duymak, büyük konuşmak, iftihar etmek, böbürlenmek; palavra atmak
boast
{f} palavra atmak
boast
kurumlanma
English - English
boast
to dress, as a stone, with a broad chisel
Favorites