O onu sadece onu kızdırmak için yapıyor.
- She is doing that only to annoy him.
Facebook her zaman promotörleri kızdırmak için bir yol bulur.
- Facebook always finds a way to annoy promoters.
Arkadaşlarım her zaman benim sakin olduğumu söyler fakat ailem her zaman can sıkıcı olduğumu söyler.
- My friends always say I'm too calm, but my family always says I'm too annoying.
Gerçekten can sıkıcısın.
- You are really annoying.
Çocuk soruları ile onu sinirlendirmişti.
- The child annoyed her with questions.
Şehir yaşamının gürültüsü beni çok sinirlendiriyor.
- The noise of city life annoys me greatly.
Connie liked to annoy her brother by using him as a leg rest.