to do a small business; to be busy about trifles; to piddle

listen to the pronunciation of to do a small business; to be busy about trifles; to piddle
English - Turkish

Definition of to do a small business; to be busy about trifles; to piddle in English Turkish dictionary

peddle
işportacı
peddle
boşboşçu
peddle
sokak sokak dolaşarak satmak
peddle
evlere gidilerek yapılan satış türü
peddle
seyyar satıcı

Seyyar satıcı sırtında büyük bir paket taşıyordu. - The peddler carried a big bundle on his back.

peddle
tablacı
peddle
dolaşarak sat

Umutsuz kanser hastaları için mucize tedavisini kapı kapı dolaşarak sattı. - He peddled his miracle cure to desperate cancer patients.

peddle
azar azar satmak
peddle
{f} kapı kapı/sokak sokak dolaşarak satmak
peddle
bir yerden bir yere dolaşarak satmak
peddle
{f} kapı kapı dolaşarak satmak
peddle
çok az miktarda
peddle
(fiil) seyyar satıcılık yapmak, işportacılık yapmak, kapı kapı dolaşarak satmak, önemsiz şeylerle uğraşmak
peddle
önem siz şeylerle meşgul olmak
peddle
{f} seyyar satıcılık yapmak
peddle
Peddle your papers
peddle
ehemmiyetsiz
peddle
peddlingönemsiz
peddle
{f} işportacılık yapmak
English - English
peddle
to do a small business; to be busy about trifles; to piddle
Favorites