to divide in order to share; to apportion

listen to the pronunciation of to divide in order to share; to apportion
English - Turkish

Definition of to divide in order to share; to apportion in English Turkish dictionary

depart
{f} gitmek

O, Avustralya'ya gitmek için yola çıktı. - He departed for Australia.

Çim'de, hareket istasyonuna gitmek ve tren biletleri orada almak zorundasın. - In China, you have to go to the departure station and buy train tickets there.

depart
uzaklaşmak
depart
dönmek
depart
(from ile) sapmak
depart
kalkmak
depart
ayrıl

Tom ayrılışını üç gün erteledi. - Tom postponed his departure for three days.

Ayrılışını niçin ertelediğini biliyor musun? - Do you know why he put off his departure?

depart
{f} ölmek
depart
göçmek vefat etmek
depart
{f} caymak
depart
(Mukavele) +from: sapmak, ayrılmak
depart
bir yeri terketmek
depart
(fiil) yola çıkmak, ayrılmak, gitmek; yolundan sapmak; caymak; ölmek
depart
{f} hareket etmek, kalkmak: At what time does the bus depart? Otobüs saat kaçta kalkıyor?
depart
{f} ayrılmak
depart
{f} yolundan sapmak
depart
{f} ölmek, vefat etmek. 4
English - English
depart
to divide in order to share; to apportion
Favorites