Bir asteroid bir kaya parçasıdır.
- An asteroid is a bit of rock.
Tekneyi sarsmak istemiyorum.
- I don't want to rock the boat.
Tekneyi sallamak istemiyorum.
- I don't plan on rocking the boat.
Gemi, kayalara çarpmış.
- The ship was wrecked on the rocks.
Dün gece kurutmak için çamaşırı dışarı astım ve sabaha kadar kaya gibi donmuştu.
- I hung the laundry out to dry last night and by morning it had frozen hard as a rock.
Tom ve Mary birlikte Pulpit Rock'tan paraşütle atladılar. Kısa ama büyülü bir deneyimdi.
- Tom and Mary have jumped together from Pulpit Rock with a parachute. It was a short but magical experience.
Downing Street has been rocked by yet another sex scandal.