to disperse, to drive to parts (a group of persons)

listen to the pronunciation of to disperse, to drive to parts (a group of persons)
English - Turkish

Definition of to disperse, to drive to parts (a group of persons) in English Turkish dictionary

dissolve
eritmek

Oluklu kaşıklar geleneksel pelin ayininde belirli bir role sahiptir.Onlar bir adet küp şekeri soğuk suyla bardaklarının içine eritmek için küp şekeri bardağın üstünde tutmak için kullanılır. - Slotted spoons have a particular role in the traditional absinthe ritual. They are used to hold a sugar cube over a glass as one dissolves it into her drink with cold water.

dissolve
{f} feshetmek, dağıtmak, son vermek
dissolve
(Gıda) suda eritmek
dissolve
{f} yok etmek
dissolve
çözülmek
dissolve
sıvılaşmak
dissolve
erimek
dissolve
dağıtmak
dissolve
çöz

Şeker sıcak kahvede çözünür. - Sugar dissolves in warm coffee.

Havadan gelen oksijen suda çözülür. - Oxygen from the air dissolves in water.

dissolve
{f} aydınlatmak
dissolve
{f} kontrolunü kaybetmek
dissolve
birbirine karışan görüntü
dissolve
{f} çözmek
dissolve
{f} zamanla kaybolmak, yok olmak
dissolve
çöz,çözün
dissolve
{f} halletmek
dissolve
{f} bozmak
dissolve
{f} dağılmak
English - English
dissolve
to disperse, to drive to parts (a group of persons)
Favorites