Sabrımı suistimal etmeyin.
- Don't abuse my patience.
Mary'nin kocası onu suistimal etti.
- Mary's husband abused her.
Dan, Linda'ya cinsel tacizde bulundu.
- Dan sexually abused Linda.
Alkolü kötüye kullanma kampüste ciddi bir sorundur.
- Alcohol abuse is a serious problem on campus.
Her kişi, ayrıcalıklarını kötüye kullanma gücüne sahiptir.
- Every person has the power to abuse their privileges.
Şerefsizlikten önce ölüm!
- Death before dishonor!
Başkan Clinton herhangi bir namussuzluk eylemini reddetti.
- President Clinton denied any dishonorable actions.
Şerefsizlikten önce ölüm!
- Death before dishonor!
Şerefli ölmektense şerefsiz yaşamak daha iyidir.
- Better to live dishonored than die proud.