to direct, manage, or oversee; to be in charge

listen to the pronunciation of to direct, manage, or oversee; to be in charge
English - Turkish

Definition of to direct, manage, or oversee; to be in charge in English Turkish dictionary

supervise
{f} idare etmek
supervise
{f} gözetip denetleyerek idare etmek, gözetip denetlemek
supervise
{f} yönetmek
supervise
murakabe
supervise
nezaret

Sen merak etme. Başlarında nezaretçi bulunacak. - Don't worry. They will be supervised.

supervise
murakabe etmek
supervise
gözetip denetlemek
supervise
denetlemek
supervise
denetle

Tom Mary'nin müzik video üretimini denetlemesi için işe alındı. - Tom was hired to supervise the production of Mary's music video.

Aslında domuzlar çalışmadı fakat diğerlerini yönetti ve denetledi. - The pigs did not actually work, but directed and supervised the others.

supervise
denetle,nezaret et
supervise
{f} nezaret etmek
supervise
(Askeri) MURAKABE ETMEK, NEZARET ETMEK: Herhangi bir iş veya faaliyeti gözaltında tutmak
supervise
{f} gözetmek
supervise
{f} bakmak
English - English
supervise
to direct, manage, or oversee; to be in charge
Favorites