to dine upon; to have to eat

listen to the pronunciation of to dine upon; to have to eat
English - Turkish

Definition of to dine upon; to have to eat in English Turkish dictionary

dine
yemek ye

Tanaka ailesi onlarla yemek yemem için beni davet etti. - The Tanakas invited me to dine with them.

Rezervasyon olmadan bu restoranda yemek yemek imkansız. - It's impossible to dine at this restaurant without reservations.

dine
yemek vermek
dine
akşam yemeği yemek

İyi bir şarap menüleri olsa bile, burada akşam yemeği yemek istemeyeceğim. - Even if they have a good wine menu, I will not want to dine here.

dine
{f} akşam yemeği vermek
dine
dining car vagon restoran
dine
ziyafet vermek
dine
{f} yemeğe davet etmek, yemek vermek
dine
dining hall yemek salonu
dine
günün esas yemeğini yemek veya yedirmek
dine
{f} akşam yemeğini yemek
dine
{f} günün esas yemeğini yemek
dine
{f} ağırlamak
dine
dining ro
dine
dine out dışarıda yemek yemek
dine
wine and dine bir kimseye içkili ziyafet vermek
English - English
dine
to dine upon; to have to eat
Favorites