Tom hayaletlerin var olduğuna inanmıyor.
- Tom doesn't believe that ghosts exist.
Tom hayaletlere inanmıyor.
- Tom doesn't believe in ghosts.
Mary bir hayalet ya da ruhu sırtına dokunmuş gibi hissetti.
- Mary felt as if a ghost or spirit had touched her back.
Gerçekten bir hortlak gördüm.
- I actually saw a ghost.
Bugünlerde hiç kimse hortlaklara inanmıyor.
- Nowadays nobody believes in ghosts.