to desire; to long for; to hanker after; to have a mind or disposition toward

listen to the pronunciation of to desire; to long for; to hanker after; to have a mind or disposition toward
English - Turkish

Definition of to desire; to long for; to hanker after; to have a mind or disposition toward in English Turkish dictionary

wish
{f} dilemek

Sadece sana şans dilemek istedim. - I just wanted to wish you luck.

Sadece sana şans dilemek için uğradım. - I just stopped by to wish you luck.

wish
{i} arzu

Tanrı ile konuşma arzusu saçmadır. İdrak edemediğimiz birisiyle konuşamayız. - The wish to talk to God is absurd. We cannot talk to one we cannot comprehend.

Onun arzusu iyi bir öğretmen olmaktır. - Her wish is to become a good teacher.

wish
{i} dilek

Üçüncü dilek mi? Adam şaşırdı. Birinci ve ikinci dileği dilememişsem, o nasıl üçüncü dilek olabilir ki? - Third wish? The man was baffled. How can it be a third wish if I haven't had a first and second wish?

Umarım dileklerin gerçekleşecektir. - I hope your wishes will come true.

wish
{i} istek

Babanızın çabuk iyileşmesi için isteklerim. - My wishes for your father's rapid recovery.

O, ebeveynlerinin isteklerine karşı çıktı ve yabancı ile evlendi. - She went against her parent's wishes, and married the foreigner.

wish
{f} dile

Tom'un Mary ile evlenmemiş olmayı dilediği zamanlar olmuştur. - There were times when Tom wished he hadn't married Mary.

Herkes vali seçilmiş olmayı diledi. - Everybody wished he had been elected governor.

wish
{f} 1. Dilek belirtir: I wish you'd shut up. Sen bir sussan. I wish they'd come today. Bugün bir gelseler. I wish they were coming today. Gönül
wish
{i} isteme

Ken onun İngilizcesini tazelemeyi istemektedir. - Ken wishes to brush up his English.

Kocanızla iletişim kurmayı istemenizi anlıyorum. - I understand you wish to contact your husband.

wish
Dilek belirtir: I wish you'd shut up. Sen bir sussan. I wish they'd come today. Bugün bir gelseler. I wish they were coming today. Gönül
wish
istemek

Jane İngiltere'de sumo görebilmeyi istemektedir. - Jane wishes she could see sumo in England.

Ken onun İngilizcesini tazelemeyi istemektedir. - Ken wishes to brush up his English.

wish
{i} umut
wish
{f} umut etmek
English - English
wish
to desire; to long for; to hanker after; to have a mind or disposition toward

    Hyphenation

    to desire; to Long for; to hank·er after; to have a mind or dis·po·si·tion to·ward

    Pronunciation

Favorites