Sadece sana şans dilemek istedim.
- I just wanted to wish you luck.
Sadece sana şans dilemek için uğradım.
- I just stopped by to wish you luck.
Tanrı ile konuşma arzusu saçmadır. İdrak edemediğimiz birisiyle konuşamayız.
- The wish to talk to God is absurd. We cannot talk to one we cannot comprehend.
Onun arzusu iyi bir öğretmen olmaktır.
- Her wish is to become a good teacher.
Üçüncü dilek mi? Adam şaşırdı. Birinci ve ikinci dileği dilememişsem, o nasıl üçüncü dilek olabilir ki?
- Third wish? The man was baffled. How can it be a third wish if I haven't had a first and second wish?
Umarım dileklerin gerçekleşecektir.
- I hope your wishes will come true.
Babanızın çabuk iyileşmesi için isteklerim.
- My wishes for your father's rapid recovery.
O, ebeveynlerinin isteklerine karşı çıktı ve yabancı ile evlendi.
- She went against her parent's wishes, and married the foreigner.
Tom'un Mary ile evlenmemiş olmayı dilediği zamanlar olmuştur.
- There were times when Tom wished he hadn't married Mary.
Herkes vali seçilmiş olmayı diledi.
- Everybody wished he had been elected governor.
Ken onun İngilizcesini tazelemeyi istemektedir.
- Ken wishes to brush up his English.
Kocanızla iletişim kurmayı istemenizi anlıyorum.
- I understand you wish to contact your husband.
Jane İngiltere'de sumo görebilmeyi istemektedir.
- Jane wishes she could see sumo in England.
Ken onun İngilizcesini tazelemeyi istemektedir.
- Ken wishes to brush up his English.