to derive delight from a fact or situation

listen to the pronunciation of to derive delight from a fact or situation
English - Turkish

Definition of to derive delight from a fact or situation in English Turkish dictionary

love
sevmek

Cennette sevmek için bekleyebilirim. - I can wait to love in heaven.

Ne kadar zor bir şey, sevmek ve akıllı olmak, ve her ikisi birden. - How difficult a thing it is, to love, and to be wise, and both at once.

love
{i} sevda
love
{i} aşk

Aşkın kör olduğunu söylüyorlar. - They say love is blind.

Sen benim hayatımın aşkısın. - You're the love of my life.

love
{i} sevgi

Yoksulluk kapıdan içeri girdiğinde, sevgi pencereden dışarı uçar. - When poverty comes in at the door, love flies out the window.

Maury Povich'e gelen insanlar genellikle sevgililerinin onları aldattıkları ile ilgili önemli iddialarda bulunmaktadırlar. - The people who come on the Maury Povich show often make pretentious claims about their lovers cheating on them.

love
{i} tutkunluk
love
{f} sevmek, âşık olmak
love
{i} sevgili

Maury Povich'e gelen insanlar genellikle sevgililerinin onları aldattıkları ile ilgili önemli iddialarda bulunmaktadırlar. - The people who come on the Maury Povich show often make pretentious claims about their lovers cheating on them.

Sevgilim beni sevmiyor. - My lover doesn't love me.

love
{i} yar

Sana yardım etmek isterim ama çok fazla meşgulüm. - I'd love to help you out, but I'm terribly busy.

Başkalarına yardım etmeyi severim. - I love to help others.

love
(Argo) mala vurmak
love
(Argo) cinsel ilişkiye girmek
love
aşık olmak

Kime aşık olmak istersin? - Who would you like to fall in love with?

Sana âşık olmaktan kendimi alamadım. - I couldn't help but fall in love with you.

love
(İİ.) canım
love
ile sevişmek
love
love charm aşk hus
love
(isim) aşk, sevgi, sevda, tutkunluk, sevgili, hayranlık; yar
love
Küpid
love
aşk tanrısı
love
eros
love
sevme

Cennette sevmek için bekleyebilirim. - I can wait to love in heaven.

Bir insan kendi annesini sevmelidir. - One should love one's own mother.

love
(fiil) sevmek
English - English
love

I love the fact that the coffee shop now offers fat-free chai latte.

to derive delight from a fact or situation

    Hyphenation

    to de·rive de·light from a fact or si·tu·a·tion

    Turkish pronunciation

    tı dırayv dîlayt fırm ı fäkt ır sîçueyşın

    Pronunciation

    /tə dərˈīv dəˈlīt fərm ə ˈfakt ər ˌsəʧo͞oˈāsʜən/ /tə dɜrˈaɪv dɪˈlaɪt fɜrm ə ˈfækt ɜr ˌsɪʧuːˈeɪʃən/
Favorites