to deprive of sprouts; as, to sprout potatoes

listen to the pronunciation of to deprive of sprouts; as, to sprout potatoes
English - Turkish

Definition of to deprive of sprouts; as, to sprout potatoes in English Turkish dictionary

sprout
filizlenmek

Filizlenmek için, tohumların hava ve suya ihtiyacı var. - In order to sprout, seeds need air and water.

sprout
filiz

Filizlenmek için, tohumların hava ve suya ihtiyacı var. - In order to sprout, seeds need air and water.

Tom, Mary'nin nadiren fasulye filizi yediğini söyledi. - Tom said Mary seldom eats bean sprouts.

sprout
{i} İng. brüksellahanası
sprout
tomurcuk
sprout
sürgün
sprout
{f} filizlen

Filizlenmek için, tohumların hava ve suya ihtiyacı var. - In order to sprout, seeds need air and water.

sprout
brüksellahanası

Lahana, karnabahar, brokoli ve brüksellahanası aynı türün çeşitleridir. - Cabbage, cauliflower, broccoli, and Brussels sprouts are all cultivars of the same species.

sprout
küçüklahana
sprout
çıkarmak
sprout
yeni sürmüş dal veya sürgün
sprout
yetiştir/filizlen
sprout
filiz sürdürmek
sprout
{f} çimlenmek
sprout
{f} filizlenmek, sürmek; (tohum/tüy/sakal/saç) bitmek
sprout
lahana/genç/filiz
English - English
sprout
To deprive of
bate