Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

to deliver, especially in context of sin or relevant penalties

listen to the pronunciation of to deliver, especially in context of sin or relevant penalties
English - Turkish

Definition of to deliver, especially in context of sin or relevant penalties in English Turkish dictionary

ransom
fidye

Fidye karşılığı Tom'u kaçıranlara teslim edilmeden önce çalındı. - The ransom money was stolen before it was delivered to Tom's kidnappers.

Tom ve Mary kızlarının serbest bırakılması için bir fidye ödemeyi kabul etti. - Tom and Mary agreed to pay a ransom to have their daughter released.

ransom
{i} fidye ile kurtulma
ransom
{f} fidye ödeyerek kurtar
ransom
fidye ödeyerek kurtarmak
ransom
{i} fidye, kurtulmalık
ransom
{f} fidye verip kurtarmak
ransom
{f} fidye alarak serbest bırakmak
ransom
{f} fidye ile kurtarmak
ransom
{f} günahını bağışlatmak
ransom
fidye ile serbest bırakılma
ransom
{i} fidye ile kurtarma
ransom
{f} fidye karşılığı bırakmak
ransom
{i} kefaret
English - English
ransom