to deceive; to impose on

listen to the pronunciation of to deceive; to impose on
English - Turkish

Definition of to deceive; to impose on in English Turkish dictionary

abuse
{i} suistimal

Sabrımı suistimal etmeyin. - Don't abuse my patience.

Mary'nin kocası onu suistimal etti. - Mary's husband abused her.

abuse
{f} kötü davranmak
abuse
küfür etmek
abuse
(Politika, Siyaset) kötü muamelede bulunma
abuse
gereği gibi kullanmama
abuse
kötü davranma
abuse
dövme
abuse
gereği gibi kullanmamak
abuse
dövmek
abuse
cinsel tacizde bulunmak
abuse
cinsel taciz

Dan, Linda'ya cinsel tacizde bulundu. - Dan sexually abused Linda.

abuse
sövüp sayma
abuse
çirkin sözler söylemek
abuse
yolsuz kullanmak
abuse
yolsuz kullanış
abuse
{i} kötüye kullanma

Alkolü kötüye kullanma kampüste ciddi bir sorundur. - Alcohol abuse is a serious problem on campus.

Her kişi, ayrıcalıklarını kötüye kullanma gücüne sahiptir. - Every person has the power to abuse their privileges.

abuse
{f} kötüye kullanmak
abuse
fesat
abuse
{i} kötüleme
abuse
(isim) küfür; kötüye kullanma, suistimal; taciz
English - English
abuse
to deceive; to impose on
Favorites