to deal with, in eating or drinking

listen to the pronunciation of to deal with, in eating or drinking
English - Turkish

Definition of to deal with, in eating or drinking in English Turkish dictionary

discuss
görüşmek

Gecikmeden sorunu görüşmek gereklidir. - It's necessary to discuss the problem without delay.

Seninle bir şey görüşmek istiyorum. - I'd like to discuss something with you.

discuss
tartışmak

Yeni bir öneriyi tartışmak için bir yürütme kurulu oluşturuldu. - An executive council was formed to discuss the new proposal.

İlerde bunu tartışmak için sebep olmadığını anlıyorum. - I see no reason to discuss it further.

discuss
{f} -den söz etmek, -i ele almak
discuss
{f} tadına varmak
discuss
söyleşmek
discuss
müzakeresi mümkün
discuss
konuşmacı
discuss
münakaşa etmek
discuss
discussible münakaşa edilebilir
discuss
konuşmak

Tom işini konuşmaktan hoşlanmaz. - Tom doesn't like to discuss his work.

Patronumla kişisel konuları konuşmaktan imtina ederim. - I avoid discussing personal subjects with my boss.

discuss
ele almak
discuss
tartış

Bu sorun tartışılmaya değer. - This problem is worth discussing.

Bu konu tartışılmaya değer. - That topic is worth discussing.

discuss
{f} tadını çıkarmak
discuss
discussant bir toplantı veya seminere katılan kimse
English - English
discuss