to cut short, cut, embrace, confine, tear

listen to the pronunciation of to cut short, cut, embrace, confine, tear
English - Turkish

Definition of to cut short, cut, embrace, confine, tear in English Turkish dictionary

clip
kırkmak
clip
parça
clip
parçalara ayırmak
clip
kenet
clip
bir klip

Tom evrak çantasından bir klipsli kağıt altlığı çıkardı. - Tom took a clipboard out of his briefcase.

clip
bağlantı
clip
şarjör
clip
kelepçe
clip
sıkıca bağlamak
clip
vurmak
clip
{i} klip

Tom evrak çantasından bir klipsli kağıt altlığı çıkardı. - Tom took a clipboard out of his briefcase.

Tom Mary'ye klipsli kağıt altlığını uzattı. - Tom handed Mary the clipboard.

clip
{i} saç kesme
clip
{f} kavramak
clip
bir kısım heceleri yutarak telaffuz etmek
clip
Tutturucu
clip
(Askeri) FİŞEK BAĞI: Bknz. "cartridge clip"
clip
{f} (gazete, dergi v.b.'nden) kupür kesmek
clip
{f} k.dili. hızla gitmek
clip
{f} tutturmak
clip
(Askeri) Fişek bağı, şarjör
English - English
{v} clip