Onunla tanışıncaya kadar, o, bilgiyi bilmiyordu.
- She didn't know the information till she met him.
Büyüyünceye kadar sigara içmemelisin.
- You must not smoke till you grow up.
O oluncaya kadar onun hakkında endişelenmeyelim.
- Let's not worry about that till it happens.
O, mezun oluncaya kadar çok utangaçtı.
- She had been very shy till she graduated.
Ben gelinceye kadar onun beklemesini iste.
- Ask him to wait till I come.
Sadece ben gelinceye kadar pozisyonunu bozma.
- Just hold your position till I arrive.
O zamana kadar hiç panda görmemiştim.
- I had never seen a panda till that time.
O zamana kadar her şey olabilir.
- Anything may happen till that time.