to crush or bruise; as, to jam a finger in the crack of a door

listen to the pronunciation of to crush or bruise; as, to jam a finger in the crack of a door
English - Turkish

Definition of to crush or bruise; as, to jam a finger in the crack of a door in English Turkish dictionary

jam
sıkışıklık

Elektrik prizinde sıkışıklık vardı. - There was jam in the electric outlet.

Tom sıkışıklıktan çıkmama yardım etti. - Tom helped me out of a jam.

jam
tutukluk yapmak
jam
sıkıştırılma
jam
(Askeri) Tutukluk yapma (silah), karıştırma(k)
jam
(Askeri) TUTUKLUK: Otomatik bir silahta, ateşleme mekanizması gibi bir tertibatın çalışmasına engel olan sıkışıklık veya tutukluk
jam
bir araya sıkışm
jam
{f} yayını bozmak
jam
{f} sıkıştırmak
jam
bozmak
jam
{i} kolay şey
jam
{f} doğaçlama çalmak (caz)
jam
reçel/açmaz/kalabalık
jam
{f} basmak
jam
jam boz/sıkış/sıkıştır
jam
{f} kıstırmak
jam
{i} çocuk oyuncağı
jam
{i} reçel, marmelat
jam
(isim) reçel, sıkışıklık, izdiham, tıkanıklık, kolay şey, basit şey, çocuk oyuncağı
jam
bastırmak
jam
çalışmaz veya işlemez hale gelmek sıkışma
English - English
jam
to crush or bruise; as, to jam a finger in the crack of a door
Favorites