Seninki ile aynı stil ceket istiyorum.
- I want the same style of jacket as yours.
Hemingway'in kötü bir yazma stili vardı.
- Hemingway had a poor writing style.
Tarz güzel, ama farklı bir renginiz var mı?
- The style is nice, but do you have it in a different color?
Kilise, Gothic tarzında inşâ edilmiş.
- The church is built in Gothic style.
Büyük bir şehrin cazibesinin bir kısmı onun binalarının mimarisinde görülebilen stillerin çeşitliliğine bağlıdır.
- Part of the charm of a big city lies in the variety of styles that can be seen in the architecture of its buildings.
Neyin modaya uygun olduğunu ne zamandan beri önemsiyorsun?
- Since when do you care what's in style?
Keşke fötr şapka modaya uygun geri gelse.
- I wish the fedora would come back in style.
1950'li yıllarda şehir Buenos Aires'in milangolarında yaygın olan tangoyu dans etme stilini tanımlamak için 'Milonguero stili tango' terimi 1990'ların başında uyduruldu.
- The term ‘milonguero style tango’ was coined in the early 1990s to describe the style of dancing tango that was prevalent in the milongas of downtown Buenos Aires in the 1950s.