Tom yemek yemek için dışarı çıkmamızı önerdi.
- Tom suggested that we go out to eat.
Tom otelin arkasındaki küçük restoranda yemek yemek istedi.
- Tom wanted to eat at the small restaurant behind the hotel.
Anne babam eve gelene kadar yemek yemekten kaçındım.
- I refused to eat until my parents came home.
Karpuz yemekten hoşlanırım.
- I like to eat watermelon.