Bir kez daha çağrı yapmaya çalışalım.
- Let's try to make the call once more.
Bazen sana uğramamın bir sakıncası var mı? Hayır, hiç.
- Do you mind if I call on you sometime? No, not at all.
Ona uğramadan önce onun evde olduğundan emin olsan iyi olur.
- You had better make sure that he is at home before you call on him.
Bir gün seni ziyaret etmek istiyorum.
- I would like to call on you one of these days.
Her şeyden önce, Jim'i ziyaret etmek zorundayım.
- First of all, I have to call on Jim.
Hava güzel olursa, sana yarın uğrayacağım.
- I will call on your tomorrow, weather permitting.
Ona uğramadan önce onun evde olduğundan emin olsan iyi olur.
- You had better make sure that he is at home before you call on him.
O, planı gerçekleştirmek için bütün deneyimine başvurmak zorunda kaldı.
- He had to call on all his experience to carry out the plan.
The salesman persisted in quoting a rate higher than was listed, until we called him on it.