English - Turkish
Definition of to convey or transport on a sled; as, to sled wood or timber in English Turkish dictionary
- sled
- {i} kızak
Tom kızakta Mary'nin arkasında oturdu.
-Tom sat on the sled behind Mary.
Kızakla taşımak çok kolaydır. Yapman gereken tek şey sıkı oturmak ve onu kaydırmaktır.
-Sledding is very easy. All you have to do is sit down tight and let it slide.
- sled
- kızakla taşımak
Kızakla taşımak çok kolaydır. Yapman gereken tek şey sıkı oturmak ve onu kaydırmaktır.
-Sledding is very easy. All you have to do is sit down tight and let it slide.
- sled
- kızakla kaymak
- sled
- {f} kızakla taşı
Kızakla taşımak çok kolaydır. Yapman gereken tek şey sıkı oturmak ve onu kaydırmaktır.
-Sledding is very easy. All you have to do is sit down tight and let it slide.
- sled
- bkz.sledge
- sled
- (isim) kızak
- sled
- kızakla kay
Kışın evimize yakın küçük bir tepede kızakla kaymayı seviyorum.
-In the winter, I like to sled down the small hill close to our home.
- sled
- kızakla taşımak veya yolculuk etmek
- sled
- {f} -i kızakla taşımak
- sled
- {f} kızakla gitmek
Related Terms
English - English
Definition of to convey or transport on a sled; as, to sled wood or timber in English English dictionary
- sled
to convey or transport on a sled; as, to sled wood or timber
Hyphenation
to con·vey or trans·port on a sled; as, to sled wood or tim·berPronunciation
Resimler
Favorites