to content, please, feed to the full, atone, pay, reward, recompense, convince

listen to the pronunciation of to content, please, feed to the full, atone, pay, reward, recompense, convince
English - Turkish

Definition of to content, please, feed to the full, atone, pay, reward, recompense, convince in English Turkish dictionary

satisfy
tatmin etmek

O, sevgilisinin arzuların tatmin etmek için her şeyi yaptı ama hiçbiri işe yaramadı. - He had done everything to satisfy his beloved's desires, but nothing worked.

Politikamız müşterilerimizi tatmin etmektir. - Our policy is to satisfy our customers.

satisfy
{f} memnun etmek

Herkesi memnun etmek zordur. - It is difficult to satisfy everyone.

Tom'u memnun etmek imkansız. - Tom is impossible to satisfy.

satisfy
{f} 1. hoşnut etmek, memnun etmek: Nothing satisfies him; he is always complaining. Hiçbir şeyden hoşnut değil; hep şikâyet ediyor. He is not
satisfy
{f} doyurmak
satisfy
{f} cevap vermek
satisfy
kandırmak
satisfy
tatmin et

Bu Tom'u tatmin etmedi ve onlar arasındaki ilişki soğudu. - This did not satisfy Tom, and the relationship between them cooled.

Bu, Mary'yi tatmin etmedi, onlar arasındaki ilişki daha mesafeli oldu. - This did not satisfy Mary, and the relationship between them became more distant.

satisfy
gidermek
satisfy
sevindirmek
satisfy
karşılamak

Seni karşılamak için seçildim. - I was chosen to satisfy you.

satisfy
{f} ikna etmek
satisfy
(fiil) cevap vermek, memnun etmek, tatmin etmek, hoşnut etmek, ödemek, yerine getirmek, karşılamak, inandırmak, ikna etmek, gidermek, doyurmak
satisfy
satisfying tatmin edici
satisfy
şartlarını yerine getirmek
satisfy
yetmek
satisfy
hoşnut etmek, memnun etmek: Nothing satisfies him; he is always complaining. Hiçbir şeyden hoşnut değil; hep şikâyet ediyor. He is not
English - English
{v} satisfy
to content, please, feed to the full, atone, pay, reward, recompense, convince

    Hyphenation

    to content, please, feed to the full, atone, pay, reward, recompense, con·vince

    Pronunciation

Favorites