to contend in physical conflict, either singly or in war, battle etc

listen to the pronunciation of to contend in physical conflict, either singly or in war, battle etc
English - Turkish

Definition of to contend in physical conflict, either singly or in war, battle etc in English Turkish dictionary

fight
{f} kavga etmek

Kavga etmek benim tarzım değildir. - Fighting isn't my style.

Seninle kavga etmek istemiyorum. - I don't want to fight you.

fight
{f} savaşmak

Düşmanla savaşmak için güçlerini birleştirdiler. - They combined forces to fight the enemy.

Amerikalıların sadece savaşmak için herhangi bir arzusu yoktu. - Americans simply had no desire to fight.

fight
{i} dövüş

Onlar dövüşmeyi reddetti. - They refused to fight.

Senin ve benim dövüşmemiz gerektiği doğru mu? - Is it right that you and I should fight?

fight
{i} kavga

Tom'u kışkırtan kavgaları durdurmalısın. - You need to stop provoking fights with Tom.

Sınır kavgaları yaygındı. - Border fights were common.

fight
{i} uğraşma
fight
döğüşmek

Döğüşmekten başka seçeneğimiz yoktu. - We had no alternative but to fight.

Sizinle döğüşmekten usandım. - I'm tired of fighting with you.

fight
uğraş
fight
boğuşmak
fight
savaş

Farragut, New Orleans'ı savaş olmadan ele geçirdi. - Farragut captured New Orleans without a fight.

Büyük bir savaşçı güç yayar. O ölümüne savaşmak zorunda değildir. - A great warrior radiates strength. He doesn't have to fight to the death.

fight
tartışmak
fight
savaşım

Ben kendi savaşımı veriyorum. - I fight my own battles.

fight
{f} (fought)
fight
{f} savaş vermek
fight
muharebe
fight
defetmek
fight
{f} uğraşmak
fight
fight it out mücadele yoluyla hesabını görmek
English - English
fight
to contend in physical conflict, either singly or in war, battle etc

    Hyphenation

    to con·tend in phys·i·cal conflict, ei·ther sin·gly or in war, bat·tle etc

    Pronunciation

Favorites