Temiz bardakları onları bulaşık makinesinden çıkararak kirletmek istemiyorum.
- I don't want to contaminate the clean glasses by taking them out of the dishwasher.
Şehir arabalar tarafından üretilen siyah dumanla kirletilmiş.
- The city is contaminated with that black smoke produced by engines with wheels.
Pirinç arsenik ile kirletilmiş.
- This rice is contaminated by arsenic.
Petrol sızıntısı körfezi kirletti.
- The oil spill polluted the bay.
Fabrikalardan gelen gazlar havayı kirletir.
- Exhaust from factories pollutes the air.