O, onun bir resim çekişini izledi.
- She watched him draw a picture.
Manyetik bir çekimle birbirlerine çekildiler.
- They were drawn to each other by a magnetic attraction.
O onun dikkatini çekmek için kasten mendilini düşürdü.
- She dropped her handkerchief on purpose to draw his attention.
İlgiyi kendine çekmek istiyorsun.
- You're drawing attention to yourself.
The circuit draws three hundred watts.