Teoride, teori ve pratik arasında hiçbir fark yoktur. Fakat pratikte, var.
- In theory, there is no difference between theory and practice. But, in practice, there is.
Tom her gün fagot çalarak pratik yapar.
- Tom practices playing the bassoon every day.
Alıştırma mükemmel yapar.
- Practice makes perfect.
İkinci bir dil öğrenmek birçok alıştırma gerektirir.
- Learning a second language requires a lot of practice.
Tom takım idmanını izledi.
- Tom watched the team practice.
Gökyüzü bile bize karşı komplo kuruyor.
- Even the sky conspires against us.
Anlar komplo kurdu ve bizi bir araya getirdi.
- The moments conspired and brought us together.
Tom, çocuklarını futbol antremanına götürdü.
- Tom drove his children to soccer practice.
To crown a flame by Heav'n approv'd.