to confess, own, grant, requite

listen to the pronunciation of to confess, own, grant, requite
English - Turkish

Definition of to confess, own, grant, requite in English Turkish dictionary

acknowledge
{f} kabul etmek

Arkadaşlığınızı aşmış olabileceğinizi kabul etmek genelde çok zordur. - It's often very hard to acknowledge that you may have outgrown your friendship.

Bunu kabul etmek zorundayız. - We have to acknowledge that.

acknowledge
aldığını bildirmek
acknowledge
{f} onaylamak

Tom Mary'nin ondan daha iyi bir yüzücü olduğunu onaylamak için isteksiz görünüyor. - Tom seems to be unwilling to acknowledge that Mary is a better swimmer than he is.

acknowledge
onaylama

Tom Mary'nin ondan daha iyi bir yüzücü olduğunu onaylamak için isteksiz görünüyor. - Tom seems to be unwilling to acknowledge that Mary is a better swimmer than he is.

acknowledge
{f} tanımak
acknowledge
(Askeri) anlaşıldı cevabı
acknowledge
(Askeri,Bilgisayar) alındı

Mektubumuzun alındığı bildirimini aldık. - We received an acknowledgement of our letter.

acknowledge
senet
acknowledge
tastik etme
acknowledge
ikrar etmek
acknowledge
{i} kabul

O, hatasını kabul etti. - She acknowledged her mistake.

O, bir baş selamı ile varlığımı kabul etti. - He acknowledged my presence with a nod.

acknowledge
{f} onayla

Tom Mary'nin ondan daha iyi bir yüzücü olduğunu onaylamak için isteksiz görünüyor. - Tom seems to be unwilling to acknowledge that Mary is a better swimmer than he is.

acknowledge
alındılamak
acknowledge
{f} (bir gerçeği) kabul etmek
acknowledge
itiraf

Tom yeni sınıf başkanı olmayı umduğunu itiraf etti. - Tom acknowledged that he was hoping to become the new class president.

acknowledge
onayla,v.onayla: n.kabul
acknowledge
borç ikrarı
acknowledge
karş
acknowledge
{f} (bir şeyin alındığını/farkedildiğini) bildirmek
acknowledge
alındı, alındılama alındı-
English - English
{v} acknowledge
to confess, own, grant, requite
Favorites