Lütfen VCR'a bir kaset koy ve kayıt butonuna bas.
- Please put a cassette in the VCR and press the record button.
Birçok siyasetçi komite üzerine güçlü bir baskı uygulamıştır.
- Several politicians exerted strong pressure on the committee.
Makineyi çalıştırmak için bu butona basın.
- Press this button to start the machine.
Basın onun özel hayatıyla ilgileniyor.
- The press is interested in his private life.
O, her gün kan basıncı ölçtürmek zorundadır.
- He has to have his blood pressure taken every day.
O, her gün kan basıncı ölçtürmek zorundadır.
- He has to have his blood pressure taken every day.
Basın onun özel hayatıyla ilgileniyor.
- The press is interested in his private life.
Yüzünü vitrine bastırdı.
- He pressed his face against the shop window.
Tom kulağını kapıya bastırdı, bitişik odada neler olduğunu duymaya çalıştı.
- Tom had his ear pressed to the door, trying to hear what was going on in the next room.
to press fruit for the purpose of extracting the juice.