Önümüzdeki kış buraya tekrar gelmek istiyorum.
- I want to come here next winter again.
Önümüzdeki hafta beni görmeye gelmeyecek misin?
- Won't you come and see me next week?
Bu günlerde iş edinmek zor.
- Jobs are hard to come by these days.
İşsiz pek çok kişi ile işleri edinmek zordur.
- Jobs are hard to come by with so many people out of work.
İçeri girmek ister misin?
- Do you want to come in?
İçeri girmek istemez misiniz?
- Don't you want to come inside?
Hemen geri gelmek zorundaydık çünkü okul başlamak üzereydi.
- We had to come back soon because school was about to start.
O gelmese bile, biz başlamak zorunda kalacağız.
- Even if he doesn't come, we'll have to begin.
Ne olursa olsun bir şarkıcı olmak istiyorum.
- I wish to be a singer come what may.
Tom bugün bizimle olmak için Boston'dan bütün yolu katetti.
- Tom has come all the way from Boston to be with us today.
Geri dönmek zorunda kalacağız.
- We'll have to come back.
Tom geldiği yoldan geri dönmek zorunda kaldı.
- Tom had to go back the way he'd come.
Bir UFO gördüğünü mü söylüyorsun? Hadi ama!
- You say you've seen a UFO? Come on!
Hadi ama, içkiler benden.
- Come on, drinks are on me.