to come together; to meet

listen to the pronunciation of to come together; to meet
English - Turkish

Definition of to come together; to meet in English Turkish dictionary

join
{f} katılmak

Tom masamızda bize katılmak için uğradı. - Tom came over to join us at our table.

Kart oyunu için bize katılmak ister misiniz? - Would you like to join us for a game of cards?

join
{f} üye olmak
join
{f} birleşmek
join
kavuşmak
join
{f} katmak
join
birleştir

Kollajen, dokuların birleştirilmesine yardımcı olan bir proteindir. - Collagen is a protein that aids the joining of tissues.

Omuz kol ve gövdeyi birleştirir. - Shoulder joins arm and trunk.

join
{f} (kulüp, parti v.b.'ne) katılmak
join
bağlanmak
join
bitiştirmek
join
iki şeyin birleştiği yer
join
{i} birleşme noktası
join
join hands el
join
bitişim noktası
join
{f} in -de yer
join
{f} k.dili. bitişmek
join
{f} birleştirmek; birleşmek
join
bitişme
join
dili bitişmek
join
{f} bağlamak; bağlanmak
to come to
gelinmek
to come to
gelmek

Tom Mary'nin onun partisine gelmek istediğini duyduğunda gerçekten memnun oldu. - Tom was really glad to hear that Mary wanted to come to his party.

Ebeveynlerimin evine gelmek ister misin? - Would you like to come to my parents' house?

English - English
join
to come together; to meet
Favorites