to come to an end; to end; to terminate

listen to the pronunciation of to come to an end; to end; to terminate
English - Turkish

Definition of to come to an end; to end; to terminate in English Turkish dictionary

determine
{f} 1. belirlemek, tayin etmek; tespit etmek, saptamak: We have not yet determined the price of that book. O kitabın fiyatını henüz saptamadık
determine
yön vermek
determine
karara bağlamak
determine
amaçlamak
determine
saptamada bulunmak
determine
ortaya çıkarmak
determine
belirlemek

Bilimsel çalışmalar yoluyla bu kayaların yaşını belirlemek olanaklıdır. - It is possible to determine the age of these rocks through scientific studies.

Uzaklığı belirlemek zor. - It is hard to determine the distance.

determine
karar verdirtmek
determine
belirle

Avukat eylemin rotasını belirledi. - The lawyer determined his course of action.

Yaşamlarımız çevremiz tarafından belirlenir. - Our lives are determined by our environment.

determine
{f} saptamak
determine
{f} kararlaştırmak
determine
kesmek
determine
karar ver

Önce ne yapılacağına karar vermeliyiz. - We should determine what is to be done first.

Yatmadan önce bu bulmacayı çözmeye karar verdim. - I'm determined to solve this puzzle before I go to bed.

determine
belirlemek, tayin etmek; tespit etmek, saptamak: We have not yet determined the price of that book. O kitabın fiyatını henüz saptamadık
determine
{f} karara bağlanmak
determine
sapta/kararlaştır
determine
{f} neden olmak
to come to
gelinmek
to come to
gelmek

Ebeveynlerimin evine gelmek ister misin? - Would you like to come to my parents' house?

Yarın gelmek zorunda kalacaksın. - You'll have to come tomorrow.

English - English
determine