to come between; to intervene; to interpose

listen to the pronunciation of to come between; to intervene; to interpose
English - Turkish

Definition of to come between; to intervene; to interpose in English Turkish dictionary

intermediate
ortanca
intermediate
meyancı
intermediate
ara mallar
intermediate
nötür
intermediate
(Denizbilim) araözdek
intermediate
{i} orta dereceli şey
intermediate
(Eğitim) orta düzey

İspanyolca üç kelimeyi bir araya getiremiyor, ve orta düzey olduğunu iddia ediyor. - She can't put together three words in Spanish, and she claims she's intermediate.

intermediate
(Kanun) aracılık yapmak
intermediate
(Tıp) iki şey arasında bulunan
intermediate
{i} ara sınav

Lütfen ara sınav belgesini sınıfın ilk gününe kadar yanınızda getirin. - Please bring your intermediate examination certificate with you to the first day of class.

intermediate
orta

İspanyolca üç kelimeyi bir araya getiremiyor, ve orta düzey olduğunu iddia ediyor. - She can't put together three words in Spanish, and she claims she's intermediate.

Orta ve ileri dil kursları öğretilen dilde verilir. - Intermediate and advanced language courses are given in the language being learned.

intermediate
{s} ortadaki, aradaki, orta
intermediate
(Tıp) İki şeyni arasında yerleşmiş, arada (ortada) bulunan
intermediate
{i} arabulucu
intermediate
orta seviyede bulunan şey
intermediate
(Nükleer Bilimler) (medium) orta seviyeli atık
intermediate
(Tıp) Kimyasal reaksiyonun seyri esnasında oluşanmadde, ara madde
intermediate
{i} aracı
to come to
gelinmek
to come to
gelmek

Tom Mary'nin onun partisine gelmek istediğini duyduğunda gerçekten memnun oldu. - Tom was really glad to hear that Mary wanted to come to his party.

Yarın gelmek zorunda kalacaksın. - You'll have to come tomorrow.

English - English
intermediate
to come between; to intervene; to interpose
Favorites