to come before the usual time

listen to the pronunciation of to come before the usual time
English - Turkish

Definition of to come before the usual time in English Turkish dictionary

prevent
{f} önlemek

Hava kirliliğini önlemek için tedbirler almalıyız. - We have to take steps to prevent air pollution.

Biz trafik kazalarını önlemek için gerekli önlemleri almamız gerekir. - We must take measures to prevent traffic accidents.

prevent
engellemek

Arkadaşları onun dondurma yemesini engellemek için buzluğa asma kilit takmak zorunda kaldılar. - Her friends had to padlock the freezer to prevent her from eating ice cream.

Onun olmasını engellemek için yapabileceğin bir şey yok. - There's nothing you could've done to prevent that from happening.

prevent
{f} önlemek, engellemek, mâni olmak; -den alıkoymak
prevent
{f} önüne geçmek
prevent
engelleme

Virüsün daha fazla yayılmasını engellemek için ciddi tedbirler alınmalı. - Drastic measures must be taken to prevent the further spread of the virus.

O, söylentinin yayılmasını engellemeye çalıştı. - She tried to prevent the rumor from spreading.

prevent
{f} menetmek
prevent
{f} önden gitmek
prevent
önünü almak
prevent
engelle

Hastalık okula gitmemi engelledi. - Illness prevented me from going to school.

Hastalık partiye katılmamı engelledi. - Illness prevented me from attending the party.

prevent
preventionönleme
prevent
{f} yol göstermek
prevent
alıkoymak
prevent
engel oluşturmak
prevent
kösteklemek
prevent
(from ile) önlemek
prevent
-den alıkoymak
prevent
kabağını almak
prevent
(fiil) önüne geçmek, menetmek, önlemek, engel olmak, önden gitmek, yol göstermek
English - English
prevent
to come before the usual time

    Hyphenation

    to come be·fore the u·su·al time

    Turkish pronunciation

    tı kʌm bîfôr dhi yujuıl taym

    Pronunciation

    /tə ˈkəm bəˈfôr ᴛʜē ˈyo͞oᴢʜo͞oəl ˈtīm/ /tə ˈkʌm bɪˈfɔːr ðiː ˈjuːʒuːəl ˈtaɪm/
Favorites