Oturduğun koltuktaki boya hâlâ ıslak.
- The paint on the seat on which you are sitting is still wet.
Neden bankı kırmızıya boyadın?
- Why did you paint the bank red?
Çoğu kadın makyajlı oldukları kadar genç değil.
- Most women are not so young as they are painted.
Sana makyaj yapmamı ister misin?
- Do you want me to paint you?
Karakalem çizimi yağlıboyadan daha kolay, ama ikisi de düşündüğümden daha zor.
- Charcoal drawing is easier than oil painting, but both are harder than I thought.
John kapıyı boyamaktadır.
- John has been painting the door.
Tom'un bisikleti o onu kırmızıya boyamadan önce maviydi.
- Tom's bicycle was blue before he painted it red.