to collect or bring things together

listen to the pronunciation of to collect or bring things together
English - Turkish

Definition of to collect or bring things together in English Turkish dictionary

gather
{f} toplanmak

İşçiler hoşça vakit geçirebilecekleri bir barda toplanmak istiyor. - The workers like to gather in a pub where they can let their hair down.

Çalışanların alışkanlıklarından biri sarhoş olmak ve ertesi güne kadar sefil hayatlarını unutmak için iş gününün sonunda bir barda ya da restoranda toplanmaktır. - One of the employees' habits is to gather in some bar or restaurant at the end of the workday to get drunk and forget their miserable life until the next day.

gather
{f} bir araya getirmek
gather
toplamak

Yumurtaları toplamak onun işiydi. - It was his job to gather eggs.

Bilgi toplamak, gezinin temellerinden biridir. - Gathering information is one of the essentials of travel.

gather
topla

Maruyama Parkı pek çok insanın toplandığı bir yerdir. - Maruyama Park is a place where a lot of people gather.

Napoli çok sayıda turist toplar. - Naples gathers many tourists.

gather
{f} biriktirmek
gather
{f} tutmak
gather
{f} büzmek
gather
büzdürmek
gather
bir araya gelmek
gather
sonuç çıkarmak
gather
koparmak
gather
anlamak
gather
bir araya getirme
gather
(round ile) toplanmak
gather
{f} toparlanmak
gather
(fiil) büzmek, toplamak, bir araya getirmek, tutmak, biriktirmek, büzgü yapmak, kazanmak, büzmek (dikiş), toplanmak, toparlanmak, kendini toplamak, iltihaplanmak, irin toplamak
gather
{f} irin toplamak
gather
{f} kendini toplamak
English - English
gather
to collect or bring things together

    Hyphenation

    to col·lect or bring things to·geth·er

    Turkish pronunciation

    tı kılekt ır brîng thîngz tıgedhır

    Pronunciation

    /tə kəˈlekt ər ˈbrəɴɢ ˈᴛʜəɴɢz təˈgeᴛʜər/ /tə kəˈlɛkt ɜr ˈbrɪŋ ˈθɪŋz təˈɡɛðɜr/
Favorites