Lütfen beni izlemeyi durdurur musun?
- Would you please stop following me?
Lütfen onu yapmayı durdurur musun?
- Would you please stop doing that?
Tom arabaya yakından bakmak için durdu.
- Tom stopped to take a close look at the car.
Girişte bir araba durdu.
- A car stopped at the entrance.
Bu tapa şişeye uymaz.
- This stopper does not fit the bottle.
Onu durdurmanın imkansız olduğunu düşündük.
- We thought it impossible to stop him.
John bu günlerde çok içiyor. Biz onu artık içmemesi için durdurmak zorundayız.
- John drinks too much these days. We have to stop him from drinking any more.
Tom döğüşü durdurmak için kesinlikle hiçbir girişimde bulunmadı.
- Tom certainly made no attempt to stop the fight.
Japon askeri güçleri durdurmak için çok güçlü görünüyordu.
- The Japanese military forces seemed too strong to stop.
Benim bu saatim asla durmaz.
- This watch of mine never stops.
Tren durmadan önce, inmemelisin.
- You must not get off the train before it stops.
Tokyo İstasyonu üçüncü duraktır.
- Tokyo Station is the third stop.
Tren o istasyonda durmaz.
- The train doesn't stop at that station.
He stopped the wound with gauze.