Bir dal çatırtısı duydum.
- I heard a twig crack.
Tom duvarda bir çatlak gördü.
- Tom saw a crack in the wall.
Çatlağı macunla tıkadı.
- He stopped up the crack with putty.
Tom kapıyı biraz aralık bıraktı.
- Tom left the door open a crack.
That software licence will expire tomorrow unless we can crack it.